Kara Kutu - BGST Tiyatro - Mesafe Sahne
- fuayeankara
- 5 gün önce
- 2 dakikada okunur
Nisan ayının 18'inde Mesafe Sahne'deydik ve BGST Tiyatro ekibinden Kara Kutu oyununu izledik. "Kara Kutu", yazım sürecinden sahneye taşınmasına kadar geçen organik evrimiyle dikkat çekiyor. Sinopsis üzerinden yola çıkılarak yedi parçaya bölünen metin, sahnede doğaçlamalarla nihai şeklini alarak seyirciye sunulmuş. Bu kolektif yaratım süreci, oyunun akıcılığına ve seyirciyle kurduğu samimi bağa önemli bir katkı sağlıyor.

"İş makineleri harıl harıl çalışıyor. Bir sene önce yıkılanın yerine yükselecek yeni binanın temelleri atılıyor! Feride, Kadir, Umut ve Müjde… Yıkılan evlerinin yanı başında, baba Aziz Bey’in ölümünün sene-i devriyesinde bir araya geliyorlar. Bir flash bellek, yine o gün, yıkıntıların arasından çıkıp avucuna düşüyor Umut’un. Geride bıraktığı bir seneyi belleğinden silmiş Umut, babasından miras bir sırrın peşine düşüyor."
Oyunun görsel dünyası, sahnedeki yaratıcı ekip tarafından titizlikle şekillendirilmiş. Maral Çankaya'nın özgün dekor tasarımı, başlangıçta düşünülen işlevsiz kahverengi kolilerden sıyrılarak, yapboz gibi tasarlanan küplerle dinamik ve sembolik bir dil oluşturuyor. Bu küplerin farklı sembollere dönüşebilme potansiyeli, oyunun katmanlı anlatımını destekleyen zekice bir çözüm olmuş.
Işık tasarımında ise Kadir karakterine hayat veren Günkut Güven'in imzası bulunsa da kolektif bir çalışmadan söz etmek mümkün. Projeksiyon yansımalarıyla bütünleşen ışık kullanımı, sahneye modern ve çarpıcı bir atmosfer katarken, anlatının görsel boyutunu zenginleştiriyor. Dekor ve ışığın projeksiyonlarla kurduğu bu sinerji, "Kara Kutu"nun görsel kimliğini güçlü bir şekilde ortaya koyuyor.
Mehmet Can Engül'ün hem yazarlık hem de yönetmenlik koltuğunda bulunması, Umut karakterini canlandıran İlker Ergün'ün de yönetmen koltuğunda olması ve ekibin kolektif yapısı oyunculukların deneme yanılma yoluyla şekillenmesine olanak tanımış. Bu durum, karakterlerin sahnedeki varoluşunu daha organik ve inandırıcı kılıyor. Oyunun akıcılığı ve seyirciyi içine çekme başarısı, salonda duyulan fısıltılı tepkilerden de anlaşılıyor. Seyircinin karakterlerle kurduğu bu canlı etkileşim, "Kara Kutu"nun anlatısının ne denli etkili olduğunun bir göstergesi.
Oyunun olay örgüsü, yıkılan evlerinin yanı başında, bir felaketin ardından hayata devam etmeye çalışan ve kendi iç hesaplaşmalarıyla yüzleşen bir aileyi merkeze alıyor. Ancak "Kara Kutu", salt bir aile dramının ötesine geçerek, deprem gibi travmatik bir olguyu çok boyutlu bir şekilde ele alıyor. Her bir karaktere empatiyle yaklaşma imkanı sunarken, zaman zaman yargılayıcı bir bakış açısıyla da yüzleşebiliyoruz. Bu çok seslilik, oyunun geniş bir izleyici kitlesiyle bağ kurmasını sağlıyor.
Söyleşi sırasında gündeme gelen oyunun temposu eleştirisi, oyunun yaklaşık 80 dakikalık süresinin daha uzun ve yavaş tempolu olabileceği yönündeydi. Ancak genel seyirci tepkileri, mevcut temponun oyunun akıcılığına ve etkileyiciliğine katkı sağladığını gösteriyor. Ankara'da oldukları için BGST Tiyatro ekibine ve ev sahipliği için Mesafe Sahne ekibine çok teşekkürler.